Başbakan: Evet bu bir rejim değişikliğidir
13 okunma

Başbakan: Evet bu bir rejim değişikliğidir

ABONE OL
7 Haziran 2017 14:31
Başbakan: Evet bu bir rejim değişikliğidir
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Başbakan Yıldırım’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Acımızı ve mutluluklarımızı paylaştığımız oranda millet olma bilincimiz daha da güçleniyor. Biz milletimize onlar da devletimize güveniyor. Masum ve sivil vatandaşları mutlu günlerinde saldırmanın amaçları korku salmak. Türkiye bir hukuk devletidir. Bu ülkede tüm inançlar, tüm düşünceler, devletin korumasındadır. Bir insanı öldüren, bütün insanları öldürmüş gibidir. Bizler çoğulcu demokratik, hukuk düzenimizi ve sağlam toplumsal dokumuzu özenle muhafaza edeceğiz.

“BU KADAR ÇOK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MÜCADELE EDEN BAŞKA ÜLKE YOK”

Dünya bilmelidir ki, bu alçak saldırılardan sonra millet olarak daha fazla kenetleneceğiz. Yurtiçi ve yurtdışında terör örgütleriyle mücadelemiz amansız bir şekilde sürüyor. Karşımızda aynı merkezden yönetilen farklı örgütler var. Türkiye, bugün sadece bir terör örgütü ile mücadele etmiyor. Türkiye 40 yıldır PKK ile mücadele ederken, PKK’nın yanı sıra DEAŞ, FETÖ, PYD, DHKP-C gibi örgütlerle de aynı anda mücadele ediyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar çok terör örgütü ile mücadele eden bir ülke yok. Bunun sebebi emperyal hayallerin ülkemizin civarındaki komşularımız üzerindeki hesaplarıdır. Suriye’de, Irak’ta son 5-6 yıl içerisinde yaşanan istikrarsızlık, otorite boşluğu terör örgütleri için mükemmel bir ortam oluştumuştur. En büyük zararı da Türkiye görmüştür. Terörle mücadelede sadece yurtiçinde bu mücadeleyi yapmamız mümkün değildir. Hatay’a, Kilis’e roket düşerken ‘neredesiniz’ diyenler Fırat Kalkanı ile peşlerine düşüp kendi inlerinde yok ettiğimiz zaman da ‘bizim orada ne işimiz var?’ diye bağırıyorlar. Türkiye bugün terörü kendi topraklarında değil, nerede insanlarımıza zarar veriyorsa orada bulup, yok etmek kudretine sahiptir. Fırat Kalkanı ile de bunu gerçekleştirmektedir.

“İSTANBUL’DAKİ TERÖR SALDIRISINDA AMACIN NE OLDUĞU ÇOK AÇIKTIR”

İstanbul’da gerçekleştirilen terör saldırısı, mekan ve zaman dikkate alındığında amacın ne olduğu çok açıktır. Mezhep ayrımı, kışkırtmaya yönelik bir süreç başlatılmak isteniyor. Terörün hayat biçimleri üzerinden bizi ayrıştırmaya yönelik provakatif saldırısı. Caniler ve onları azmettirenler toplumsal huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar. Yarınlarımız için hepimiz 7’den 70’e uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Her türlü kutuplaştırıcı söylemin terörün amacına hizmet ettiğini aklımızdan çıkarmayalım.

Sosyal medyadan yapılan kışkırtıcı paylaşımlar maalesef ülkemize zarar veriyor. Sosyal medyayı kullanan kardeşlerimize buradan bir uyarım var; Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Suç niteliğindeki paylaşımlar başınıza bela olabilir. Vatandaşlarımızın terör örgütünün oyunlarına kanmamalarını ve suç olacak paylaşımlar yapmamaları konusunda uyarıyorum.

EN ÖNEMLİ 15 TEMMUZ’DUR

Türkiye’nin terörle mücadele çağrısına bütün ülkelerin daha güçlü cevap vermesini diliyoruz. 2016 yılında dünyada da Türkiye’de zor günler yaşadık. Dünya genelinde yaşanan terör olayları, ekonomik krizin yanı sıra ülkemizde yılın ikinci yarısında başlayan kimsenin aklına hayaline gelmeyen birçok şeyi yaşadık. Bunlardan en önemlisi 15 Temmuz darbe girişimidir. Son 6 ayda yaşananları tek bir cümle ile özetlemek gerekirse; Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. 15 Temmuz’da alça sinsi terör örgütü 17-25 Aralık’ta emeline ulaşamayınca son çareyi hainlik yapmakta gördü. Milletin silahıyla millete ateş ederek, hükümeti ve cumhurbaşkanını ortadan kaldırmak istedi ama hesap tutmadı.

“2002’DEN BU YANA 3 KEZ DARBE GİRİŞİMİNE MARUZ KALDIK”

2002’den bu yana değişik formatlarda 3 kere darbe girişimine maruz kaldık. Cumhurbaşkanlığı seçiminde başlayan, parti kapatmasıyla devam eden, 17-25 Aralık’la yeniden gündeme gelen ve 15 Temmuz açık darbe girişimi ile zirveye çıkan bir süreci birlikte yaşadık. Bunları yaşarken de hizmetten vazgeçmedik. Bütün alanlarda ülkemizin insanımızın yüzünü güldürecek çalışmalar yaptık. Şu 2016’da bile dünya ekonomik krizle bunalım içerisindeyken Türkiye dünyanın en büyük projelerini birer birer hayata geçirdi. Osmangazi, Yavuz Sultan Selim Köprüleri, Avrasya Tüneli gibi birçok açılış ve temel atma töreni yapıldı.

“TERÖRÜN TIRMANDIRILMASININ ARKASINDAKİ SEBEP…”

Bütün hizmetlerin mutuluğunu da yaşamamızı engellemeye çalıştılar. Terörün tırmandırılmasının arkasındaki sebep Türkiye’nin kararlı duruşu nedeniyle terör örgütlerinin arkasında duran karanlık güçlerin rahatsız oluşudur. Şer odaklarıyla amansız mücadelesini sürdürecektir. Terörü ortadan kaldırmanın yolu huzur ve güvendir.

IRAK ZİYARETİ…

Irak’ta otorite olmazsa, Suriye’de otorite olmazsa devlet olmazsa biz güvende olamayız. Onun için işe ilişkilerimizi düzeltmekle başladık. Rusya ile ilişkilerimizi düzelttik, İsrail’le ilişkilerimizi bir noktaya getirdik. 6 yıldır Suriye’de devam eden katliama son vermek gerektiğini düşündük, Rusya ile birlikte ateşkes sağlanmasını başardık. Bütün ülkelerin Suriye’de kalıcı bir barışa adım atmaları için önemli bir zemin oluşturduk. Halep’teki katliama müdahale eden tek ülke de Türkiye oldu. Bu hafta Irak’la olan dayanışmamızı, terörle mücadele konusundaki birlikteliğimizi bu hafta ziyaret ederek göstermiş olacağız.

SON BİR AYDA YAPTIKLARIMIZDAN BAHSEDİYORUM

Son bir ayda yaptığımız işlerden bahsediyordum, Ankara’da 500 milyon değerinde olan OTONOMİ merkezinin açılışını yaptım. Bu merkezin kurulmasında Beşir Bey’in özel gayreti vardır. Nedir bu? Ankara’nın sokaklarında galeriler var, galerilerden araçlar yoldan gidemiyor, trafik felç. Bütün bunları aldık, görmenizde fayda var, muazzam bir tesis var. Her şey var, adeta kendi kendine bir yaşam merkezi oldu. Ankara’ya yakışan bir tesis oldu, ama yetmez.

Avrupa’nın üçüncü büyük yüksek hızlı trenini de sessiz sedasız yaptık, kazandırdık. Şimdi sıra Ankara’ya muazzam bir fuar merkezi. Bunun için de çalışmalarımızı hızlandıracağız.

“BUGÜNE KADAR BİN 270 DEAŞ MENSUBU ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ”

Suriye ile 211 kilometrelik sınırımız var. Burada maalesef son 6 yıldan beri yaşanan iç savaş nedeniyle ülkemizi ciddi anlamda rahatsız eden bir durum ile karşı karşıyayız. 3 milyona yakın mülteci kardeşimizi misafir ediyoruz. Yılbaşından birgün önce de Fırat Kalkanı’na katılan askerlerimizle bir olduk. Onların vatanın selameti için ne kadar hazır olduğunu gördük. Bugün Fırat Kalkanı’nın 133. günündeyiz. Operasyonlarda bugüne kadar 1270 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirildi. Yakalananlarla birlikte bin 561. Dünya sadece lafını yapıyor.

“ABD’NİN BİR HALT ETTİĞİ YOK”

Amerika’nın da bir halt ettiği yok diğerlerinin de. Yaptıkları var, YPG-PYD’ye daha fazla silah veriliyor. Yeni yönetimden beklentimiz artık bu kepazeliğe bir son vermesidir. Biz yönetimi sorumlu tutmuyoruz. Çünkü bu Obama yönetiminin marifetidir. Terör örgütünü kullanarak terör örgütüyle mücadele ediyorlar. Onun için artık gün, dostun düşmanın ortaya çıkma günüdür.

“DÖNERLERSE DÖNERLER, DÖNMEZLERSE BİZ KENDİ İŞİMİZİ HALLEDERİZ”

Biz yıllardır NATO’da ABD ile birlikteyiz. Bölgede birçok konuda birlikte çalışmalarımız var. Bütün bu stratejik ortaklığın gölgelenmesine asla izin vermemelidir. Açık açık belli PYD eşittir PKK, YPG eşittir PKK. PKK eşittir bölücü terör örgütü. FETÖ orda, PKK’nın uzantılarına gelmiş yanınıza yanaşmış. Ne yapıyorsunuz kardeşim? Bir karar verin. Türkiye ile mi birlikte olacaksınız yoksa alçak terör örgütüne kucak mı açacaksınız? ABD, terör örgütleriyle değil Türkiye gibi bölgede barışı tesis etmek için elini taşın altına koyan ülke ile işbirliğini tercih edecek. Dönerlerse dönerler, dönmezlerse biz kendi işimizi hallederiz.

“EVET BU BİR REJİM DEĞİŞİKLİĞİDİR”

Anayasa görüşmelerinde AK Parti ve MHP grubu hakikaten çok demokratik bir duruş sergiledi. Büyük bir gayretle, yapıcı çalışmalarla teklifin olgunlaşmasına katkı sağladılar. CHP ne yaptı? Her zamanki yaptığını yaptı. HDP ile birlikte yapılan değişikliği bir rejim değişikliği olduğunda ısrar edip durdu. Ben Sayın Kılıçdaroğlu’na bu bir rejim değişikliği değildir, bu bir yönetim sistem değişikliğidir dedim. Dilimde tüy bitti anlatamadım. Artık demiyorum, vazgeçtim. Ama şimdi aklıma geldi, niye Kılıçdaroğlu bu bir rejim değişikliği diye itiraz ediyor diye? Haklı olduğuna karar verdim, bu bir rejim değişimidir. Vesayet rejimine son veriyoruz. Bu vesayet rejimi değişikliğini AK Parti iktidara geldi başlattı. Bu yapılan değişikliğin artık vesayetin bundan sonra hiçbir şekilde adının esamesinin okunmamasını sağlayacak. Vesayet, darbe anayasasından geliyor. 1960’tan bu yana anayasa hep vesayet hükümleriyle techiz edlidi. Bu anayasa değişikliği ile son kalıntıları da anayasadan temizliyoruz. Milli hakimiyeti tamamen etkin hale getiriyoruz.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI…

Genel Kurul’da kapsamlı bir değişiklik ön görmüyoruz. Gelen bu metin milletvekillerimiz tarafından vatandaşlarımıza anlatılacak. Daha fazla anlaşılması sağlanacak ve genel kurul sürecini de başarıyla tamamlamış olacağız. Bu konuyla ilgili değerlendirmelerimizi yine hafta boyunca yapacağız.

EKONOMİK TEDBİRLER, OHAL, TERÖR OLAYLARI…

Bu hafta yoğun bir Meclis gündemi var. Bugün İçişleri Bakanı hakkında verilen gen soru var o görüşülecek. Aynı zamanda Meclis’in terör olayları ile ilgili bilgilendirmesi var. Bir de vatandaşlarımızın büyük bir kesimini ilgilendiren ekonomik tedbirlerle ilgili tasarıların görüşmelerine devam edeceğiz. OHAL’in 3 ay daha uzatılmasına yönelik bir kararın da alınması konusunda Meclis’imiz görüşecek. Önümüzdeki pazartesi gününden itibaren de anayasa değişiklik teklifimizi Meclis Genel Kurulu’nda görüşeceğiz.

Sarıyer Gözlem

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP