11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gündeme dair açıklamalarda bulundu. Seçim sonuçlarına yönelik tahminini “Muhalefet partilerinin Meclis’te daha güçlü olacaklarını tahmin ediyorum ama tek parti hükümetinin devam edeceğini öngörüyorum” diye özetleyen Gül Başkanlık sistemi tartışmaları ile ilgili olarak ise “Ben parlamenter sistemin iyileştirilmesinin daha doğru olduğunu önce de söyledim. Fakat bir başkanlık sisteminin demokratik olmadığını söyleyemeyiz. Fakat benim tercihim, Türkiye için doğrusu, parlamenter sistemin daha da iyileştirilmesi”
Abdullah Gül, Financial Times Türkiye Zirvesi’nin kapanışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin çevresindeki ülkelerdeki gelişmelere değinerek, Türkiye’nin nispeten daha istikrarlı, güvenli ve sağlam olduğunu tespit etmek gerektiğini dile getirdi. Çevresi birçok sıkıntı içindeyken Türkiye’nin daha istikrarlı olmasının esas sebebinin ülkede geçen dönemde yapılan reformlar olduğunu belirten Gül, “Ülkemiz küresel mali krizden ve civardaki siyasi ve askeri çatışmalardan bir ölçüde etkilenmiş olsa da, bu etki Türkiye’nin istikrar ve dengesini bozmadı” diye konuştu.
“BEN ÜMİTLİYİM…”
Abdullah Gül, “Yeni bir döneme başlayacağız. Ben ümitliyim. Seçimlerin neticesinin nasıl olacağını kesin bir şekilde söyleyemeyiz şüphesiz ama istikrarın devam edeceği kanaatindeyim sayısal açıdan. İstikrar şüphesiz ki sadece Meclis çoğunluğu demek değildir, bunun çok ötesi vardır ama tabi ki bu birinci şarttır. Son dönemlerde geçirdiğimiz şeylerin geçici olmasını arzu ederim. Yeni bir başlangıcın yapılabileceğini ve Türkiye’nin tekrar çok iyi bir atmosfere gireceğini ümit ediyorum” değerlendirmesinde bulundu. Seçim kampanyalarının ve seçime gidiş sürecinin de Türkiye’ye yakışır şekilde olması gerektiğini belirten Gül, “Seçim öncesi meselelerin seçim sonrasına nakledilip, seçim sonrasını esir almasına fırsat vermemek gerekir. Bu çok önemli. 1950′den beri Türkiye’de yapılan seçimler düzgün olmuştur; ufak tefek bazı sıkıntılar olmuş olsa bile… Hiçbir zaman seçim meşruiyetine gölge düşmemiştir, gayet düzgün yapılmıştır. Bu sefer de böyle olacağına inanıyorum. Bunun için herkese çok görev düşüyor. Seçim heyecanında ister istemez yapılan bazı yanlışları minimum yapmak gerekir. Bu tip şeyler her ülkede olur. Sorumluluk herkesin, bütün siyasi partilerin üzerindedir” ifadelerini kullandı.
BAŞKANLIK SİSTEMİNE İLİŞKİN
Gül, “Türkiye’deki başkanlık sistemine ilişkin itirazınızı muhafaza ediyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Aslında ben cumhurbaşkanı olduğum dönemde de bana bu tip sorular sorulduğunda, Türkiye Cumhurbaşkanının yetkilerinin çok olduğunu söylemiş bir insanım. Çünkü yetkilerin hepsi 1980 Anayasası’na göre dizayn edilmişti. Bunların bir parlamenter sisteme çok yakışmadığını cumhurbaşkanı iken söylemiş bir insanım. O bakımdan gayet berrağım. Ben parlamenter sistemin iyileştirilmesinin daha doğru olduğunu önce de söyledim. Fakat bir başkanlık sisteminin demokratik olmadığını söyleyemeyiz. Bir şartla; nasıl ki parlamenter sistemin noksanlarından Türkiye çok çekmiştir; öyle olmuştur ki Türkiye’de hükümetlerin yetkisi paylaşılmıştır, gölge kabineler olmuştur ve neler neler olmuştur. Şimdi eğer bir başkanlık sistemi söz konusu olursa, burada çok daha dikkatli olmak gerekir. Denge ve frenlerin çok açık bir şekilde yazılmış olması gerekir. Yani gelişmiş demokrasilerdeki, hukukun gerçek anlamda evrensel olarak üstün olduğu ülkelerdeki gibi eğer başkanlık sistemi söz konusu olursa, ona da ‘demokratik değildir’ diyemeyiz. Fakat benim tercihim, Türkiye için doğrusu, parlamenter sistemin daha da iyileştirilmesi.” (AA)
SÖZCÜ