Merhaba. Bize öncelikle BDKK’yı anlatır mısınız? Nasıl kuruldu? Kimlerden oluşur? Kendini nasıl tanımlar?
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKDD); patriyarka üzerine inşa edilen erkek egemen sisteme karşı politika geliştirmek üzere kurulmuş bir kadın dayanışma ağıdır.
Kadın karşıtlığının, kadın cinsinin yok sayılmasının, kadın olan, kadın olarak algılanan her bireye karşı düşmanlıkların teşvik edildiği, kadın cinayetleri ile bireyin yok edilebilmesinin meşrulaştırıldığı, sistemin tüm bu politikalarına karşı mücadele etmek için bir araya gelinmiştir.
Hayatın her alanında, her biriminde kadın politikalarını yaygınlaştırma, geliştirme ve çoğullaştırma, ayrımcılığın tespiti ve önlenmesi, kadın karşıtı politikaların teşhiri, siyasal yapılanmalardaki eşit temsiliyet ilkesinin uygulanması, her türlü militarist yapılanmaların sorgulanması BKDD’nin öncelikli konularıdır.
Kadınların kendi kaderlerini belirleme haklarını devralmadan yaşadıkları hayatı değiştiremeyecekleri bilinen bir gerçektir. İşte BKDD tam da bunun için var olmuş bir dernektir. Başka bir kadın yaşamı mümkündür. BKD bunu gerçekleştirmek için mücadele eden bir örgüttür.
2008 yılında farklı örgütlerden ve feminist gruptan gelen kadınlarla bir kadın grubu kuruldu. Fethiye tecavüz davası ile birlikte Bodrum Kadın Dayanışma grubu oluştu. Bir fiil Fethiye tecavüz davasının takipçisi olmaya başlandı. Bu süreç içinde feminizm ve yerelimize ait kadına yönelik ayrımcı politikaların tartışılması ve yerel yönetime ve politikalara müdahale edilmesi süreçleri başladı. Bu süreci kadına yönelik şiddeti yapan erkeklerin teşhir edilmesi ve kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddet davaların müdahil olma talepleri ve davaları izlemeler başladı. Bunun sonucunda Bodrum ve çevresinde şiddet başvuruları almaya başladık. Devamında kadınlar için güvenli alanların oluşturulması için sığınak organizasyonları ve başvurucu kadınların dava süreci için hukuksal desteğin ve oluşan travmalar sonucu psikolojik destek süreci başlatıldı. Sürecin devamında ise Bodrum Kadın Dayanışma Grubu olarak tanınan bu kadınlar kurumsal bir yapı olan 2012 Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’ni kurdu. BKD kendini feminist bir örgütlenme olarak tanımlar.
Bodrum’da kadınlarla nasıl bir araya geliyorsunuz. Bodrum Kadın Dayanışması sadece eylemleri mi organize ediyor, yoksa kadınların bir araya gelip sosyalleşebileceği alanlar da yaratabiliyor musunuz?
İki odalı bir dernek Binamız var. Dolayısıyla kadınlar ve kendini kadın olarak tanımlayan bireyler ile bir araya gelmekte sorun yaşamıyoruz. Her hafta belli bir günde dernek toplantıları yapılır. Bu toplantılar üye olsun olmasın tüm kadınlara açıktır. Gönüllülük üzerinden çalışma grupları oluşturduk. BKD bilinç yükseltme toplantıları yapar (farkındalık çalışmaları). Bu bilinç yükseltme toplantıları, haftada bir gün olmak üzere 3.5 – 4 ay sürer. BKD de düzenli olarak farkındalık atölyeleri de yapılır. Bu atölyeler bir ya da iki günlüktür. Yapılan atölyeler örneğin Homofobi Atölyeleri , toplumsal cinsiyet rolleri atölyeleri, Cumhuriyet ile kadın rolleri ile yüzleşme atölyeleri vs. BKD’nin etkinlikleri sosyal medya üzerinden de takip edilebilir.
Ayrıca her yıl 25 Kasım. 14 Şubat. 8 Mart ve bunun gibi güncel durumlara bağlı olarak çeşitli eylemleri örgütlüyoruz.
BKD, Bodrum ve çevresindeki şiddet başvurusu alan tek yapıdır. Dolayısıyla, resmi kurumlardan bağımsız danışma ve dayanışma merkezi olarak örgütlenmiştir. Gerek dernek olmadan önceki süreçte gerekse dernek olduktan sonraki süreçte, kadına yönelik şiddet ile ilgili çok veriye ve deneyime sahiptir. Uzun yıllara dayanan sığınak talebini görünür kılmak ve bu talebi görmek istemeyen erkek yerel yöneticileri deşifre etmek için bu kampanyayı başlatmıştır.
Sosyal medyadan gördüğümüz kadarıyla 8 Mart ile birlikte bir kampanya başlattınız. Belediyeyi göreve çağırarak Bodrum’da kadınlar ve çocuklar için bir sığınmaevi olmalı dediniz? Bu süreç nasıl başladı anlatır mısınız?
2014 yerel seçimden sonra yerel yönetim stratejik plan toplantısı sunuma ( davet edilmeyen) BKD olarak müdahale edip protesto ettik. Stratejik planın kadınları yok saydığını bütün stratejik planı arabalı, orta sınıf erkek için planlandığını beyan ettik ve bu stratejik planın kabul etmeyeceğimizi beyan ettik. Bunun üzerine stratejik plan geri çekildi. 25 Kasım 2014’te Belediye yeni stratejik planda kadın sığınanın da eklendiğini beyan etti. Bundan sonraki süreçte sığınak ile ilgili görüşmeler Belediye başkanı ve ilgili birimler ile yapıldı. 2015 Şubatından bu yana herhangi bir gelişmenin olmadığının gözlemlenmesi üzerine sürece müdahale etme kararı aldık. Bu kampanyayı başlatmamızın en önemli nedenlerinden biri de yerel erkek siyasetciler tarafından yok sayılan kadına yönelik şiddettin ( taciz tecavüz ensest ve kadın cinayetlerinin) istatistikleri veri olarak acıklandığında ortaya çıktı. Muğla türkiyede kadına yönelik suçların arttığı 3. il oldu. Bu bile gelinen sürecin ne kadar vahim olduğunun göstergesidir.
Şimdi kampanyanız ne aşamada peki? Belediye ile görüşmeler oldu mu? Eğer görüştüyseniz belediyenin cevabı size ne oldu?
Change.org dışında Islak imzalı dilekçe topladık. Bazı meclis üyeler ile görüşmeler yaptık, destek olmak istediklerini beyan ettiler. Yerel radyo ve televizyonlarda bu talebimizi dile getirdik. Gelecek meclis toplantılarına katılarak kararlılığımızı ifade edeceğiz. . Kısacası, süreci sonuna kadar takip etmeye devam edeceğiz.
Önümüzdeki hafta ıslak imzaları belediyeye teslim edeceğiz. Ancak change.org’de başlatılan imza kampanyası dolayısıyla Belediye bu konuda var olan çalışmalarını sürdürüyor imajı yaratmaya çalışarak sosyal medyada iki adet fotoğraf yayınladı. Muhatap alınıp iletişime geçilmedi. Daha çok “biz zaten çalışıyorduk” imajı yaratılmaya çalışıldı.. Oysa deneyimlediğimiz şu ki yerel yönetim sözde projeleri sürdürmekten çok süründürüp, faaliyette bulunuyor gibi görünerek, algı yaratıyor. Çalışıyor olmaları tabi ki iyi,ancak takipçisi olma konusunda kararlı ve ısrarcıyız.
Son olarak erkek şiddetine karşı kadınların mücadelesi her yerde sürüyor. Son 8 Mart birçok ilde yasaklanmaya çalışılmasına rağmen kadınların isyanı yasak tanımadı. Yüzlerce kadın dört bir yanda sokağa çıktı. Şiddete karşı mücadelenin bir ayağı olarak da Ankara Mamak’ta kadınlar bir yılı aşkın süredir sığınmaevi mücadelesi veriyor. Belediye çeşitli bahanelerle Mamak’ta bulunan sığınmaevini kapattı ve tekrar açmadı. Belediye ile görüşmelerle başlayan mücadele şimdilerde kapı kapı imza toplayarak devam ediyor. Mamak’ta sığınmaevi mücadelesi veren kadınlara iletmek istediğiniz bir şey var mı?
Mamak ta sığınma evi mücadelesi veren kadınlar için; farklı farklı yerlerde sığınma evi mücadelesi veren kadınlar olarak bizi görmek istemeyen erkek egemen sisteme karşı dayanışma ağları kurmamız, geliştirdiğimiz mücadele yöntemlerini paylaşmamız ve bu dayanışma ve paylaşma üzerinden güçlenebilmek için Bodrum’un talebi Mamak’ta, Mamak’ın talebi Erzincan’da, Erzincan’ın talebi İstanbul’ da olmak zorundadır. Dolayısıyla, Mamak Bodrum için Bodrum Mamak için mücadele ediyor.
En kısa zamanda Mamak kadınları ile bir araya gelmek istiyoruz. Paylaşacağımız çok şey var. Bu bizi güçlendirecek.
Yaşasın kadın dayanışması!
Kaynak: Bodrum’da sığınmaevi mücadelesi veren kadınlarla söyleşi | Sendika.Org