CHP’nin insan haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, tatilde çalışması yönünde karar alınan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nu olağanüstü toplantıya çağıracaklarını bildirdi.
Altıok, “Cezaevinde işkence iddialarının bu kadar yoğun şekilde üstelik uluslararası bağımsız, tarafsız insan hakları örgütleri tarafından da dile getirildiği bir koşulda, cezaevlerinde araştırma yapılması teklifimize yanıt almış değiliz. Israrcıyız, iddia boyutunda bile kalsa işkence dediğimiz şey araştırılmalı, soruşturulmalı ve olmadığından emin olunmalıdır” dedi.
Altıok’un konuya ilişkin olarak açıklamaları şöyle:
DEDİKODUYA DAYALI SÜREÇ: 14 yıllık AKP iktidarının zaten insan hakları karnesi olumsuzluklarla dolu bir şekilde kabarık. Zaten, her hak ve özgürlüğün her geçen gün artan bir baskıyla karşı karşıya olduğu Türkiye’de, OHAL ilanıyla birlikte sorgusuz, sualsiz tamamen ihbar mekanizmasına, dedikoduya, duyuma, ihtimale dayalı bir süreç yönetilmeye başlandı… Düşünce ve ifade özgürlüğünün zaten olmadığı bir ülkeyiz, tutuklu gazeteciler ve AİHM başvuruları konusundaki karne ortada. Dünya’daki çeşitli örgütler OHAL sonrası işkence iddialarına yönelik vahim açıklamalarda bulunuyorlar. Yeterince adil bir süreç işletilmeksizin insanların tutuklandığı bir dönemde işkence iddialarının olması Türkiye için kötü. Sanat alanındaki yasakları kabul edemeyiz. Sanata, sanatçıya, gazetecilere ve bilim insanlarına sahip çıkmaya devam edeceğiz.
İDDİALAR GEÇİŞTİRİLEMEZ: İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun çalışması için çağrıda bulunmuştuk. CHP’li üyeler olarak imzaladığımız bir çağrı yaptık ama, AKP tarafından işleme konulmadı. Bu talebi yineliyoruz. Komisyon çalışmalıdır hatta cezaevinde işkence iddialarının bu kadar yoğun şekilde üstelik uluslararası bağımsız, tarafsız insan hakları örgütleri tarafından da dile getirildiği bir koşulda, Cezaevleri İzleme Komisyonu’yla araştırma yapılmasına yönelik teklifimiz de oldu ama yanıt almış değiliz, ısrarcıyız. Gerekirse olağanüstü bir toplantıyı biz bayramdan sonra yapacağız. İddia boyutunda bile kalsa işkence dediğimiz şey araştırılmalı, soruşturulmalı ve olmadığından emin olunmalıdır. İşkence ve şiddet söz konusu olduğunda bunu geçiştirmek kabul edilebilir bir şey değildir. Bunun olmadığının net bir şekilde tespit edilecek bir süreç yürütülmelidir. Hem toplum vicdanını rahatlamak adına hem de geleceğe aktarılacak kayıtlarda herhangi bir suale mahal vermeyecek şekilde kaydedilmesi gerekliliği vardır.
ALDATILMA HAKLARI YOK: Ergenekon diye şimdilerde ‘aldandık’ dedikleri bir süreç başlatmışlardı. O çuvalın içine Uğur Mumcu cinayetinden, Sivas katliamına kadar bir sürü faili meçhulü doldurmaya çalıştılar. Bu, somut delil olmaksızın ve hiçbir şekilde kanıtlanmadan yürütüldü. Örneğin Dink cinayetinin FETÖ ile ilişkisi olduğu iddiası araştırılmalıdır ama somut kanıt getirilmeden, ‘Ben üzerimden atayım’ anlayışı AKP için yeni değil. Bir ülkenin en başındaki yöneticilerinin aldatılma hakkı yoktur. Hala 17 bin kayıtlı kayıp var, Cumartesi Anneleri’nin her hafta sürdürdüğü direnişe yanıt verilecek adımlar atılmıyor, Hurşit Külter 100 günü aşkın süredir kayıp… Keza Dink cinayeti de dahil olmak üzere tüm faili meçhullerin araştırılmasına yönelik CHP’nin talepleri tam 27 kez salt AKP oylarıyla reddedildi. Hükümeti, bu konuda somut adımları parlamento çatısı altında atmaya davet ediyorum.