Pazartesi günü, Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik’in Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması sebebiyle yapılacak olan AKP Olağanüstü Kongre tarihi ve ilgili detayları aktardığı basın açıklamasını piyasa oyuncuları aynı dikkatle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün AKP’ye dönme kararı ile dinledi ve fiyatlara yansıttı. “Seçimler bitecek, piyasa ekonomik verilere odaklanacak” diye beklenirken hafta başından beri yaşananlar siyasi riskin ve jeopolitik riskin etkisiyle Türkiye’de varlık fiyatlarının aşağı seyrettiğini gösteriyor.
Bu seyirde, kurulacak yeni kabinede Başbakan’a yakınlığı ve piyasaları hop oturtup hop kaldıran demeçleri ve Star gazetesindeki sansasyonel yazılarıyla Yiğit Bulut’un ekonomide etkili bir bakanlığa getirileceği söylentisi de var.
AYRI TELDEN
Borsa İstanbul’da 1 haftalık kayıp yüzde 4,3’ü buldu. Borsa İstanbul, bu dönemdeki kaybıyla bütün endeksler arasında en kötü performans gösteren 2. endeks oldu. Diğer yandan Türk Lirası’nda kayıp yüzde 1’leri bulurken Türkiye 5 yıllık CDS primleri sadece 1 hafta içinde 15 baz puan yükseldi ve 200 baz puana çıktı.
Türkiye bu negatifliği yaşarken diğer gelişmekte olan ülkelerde durum farklı gelişti. Satış her yerde görülürken en şiddetlisi Türkiye’de yaşandı.
Morgan Stanley Gelişen Ülkeler Hisse Endeksi aynı hafta içinde yüzde 0,5 değer kaybetti. Kur tarafında Türkiye ile aynı grupta sayılan ülkelerden Brezilya Reali aynı hafta içinde yüzde 0,75, Rus Rublesi yüzde 0,85 değer kaybetti. Risk primleri arasında da son 1 haftalık kayıplara bakıldığında Ukrayna ve Macaristan hariç Türkiye kadar artan başka ülke yok.
KAYGILAR
Piyasadaki kaygıların merkezinde Merkez Bankası var. Para politikası uygulaması fiyat istikrarına mı odaklı olacak, yoksa ekonomik büyümeyi öne çıkaran, siyasetin güdümünde bir yaklaşım mı sergilenecek? Bu soruların sorulmasının ana nedeni Başbakan’ın Merkez Bankası’nın uygulamalarına olan muhalefeti ve Merkez Bankası’nın da sanki Başbakan’ın öncelikleri doğrultusunda hareket ediyor izlenimini vermesi.
Risk algısını göreli olarak kötüleştirenin hükümet üyelerinin kendileri olduğu, Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra oluşacak yeni hükümette ekonomik konulara kimin bakacağı da doğal olarak ayrı bir önem kazanmış durumda ve Yiğit Bulut isminin ihtimaller içinde olması, risk algısını yükseltmeye yetiyor. BirGün Ekonomi
***
Neden böyle?
Gelişmekte olan ülkelerde özellikle 25 Temmuz’dan beri hızlanarak artan bir satış var. Türkiye’nin bu satışı geçen haftaya kadar oldukça ılımlıydı. Ancak son 1 haftadır satışın şiddeti diğer ülkelere göre arttı. Buna etki eden faktörler şöyle;
•Temmuz ayı enflasyonu beklenenden yüksek çıktı. TCMB’nin “Enflasyon düşecek, o yüzden faizleri düşürüyorum” tezi darbe aldı.
•Cumhurbaşkanı Gül 28 Ağustos’ta görev süresi dolunca yeniden AKP’de yer alacağını açıkladı.
•Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik, 27 Ağustos’ta partinin yeni genel başkanını ve dolayısı ile de Başbakan’ı belirlemek üzere olağanüstü kongreye gideceğini açıkladı.
•Geçen cuma, Moody’s Türkiye dahil 5 ülkeyi konuşmak üzere toplandı ancak pek de alışık olmadığımız üzere herhangi bir açıklama yapılmadan toplantılar tamamlandı.
•Son olarak da Fitch “Seçimlerin tamamlanmış olması içerideki siyasi riski azaltmıyor” ve “TCMB’nin faiz indirimlerini takip ediyoruz” açıklamalarını yaparak piyasayı uyardı.
•Küresel piyasalarda yatırımcıları korkutan Fed endişesi ile değerlenen ABD Doları, Rusya’ya yaptırımların etkisi ve yavaşlayan Almanya gibi konuları ayrıca etkili oldu.