”O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.

Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.”

Yaşar Kemal

Her gün ölüyoruz!

Son yıllar da geldiğimiz en son nokta doğuda savaş ve sıkı yönetim, ülke genelinde kaos ve can kaybı!

Ankara’da son üç ayda gerçekleşen terör olaylarında onlarca can kaybı, yüzlerce yaralı ve sakat kalmış insan oldu.

Peki bu neyin bedeliydi?

Savaş mı vardı bu kadar insan hayatı birilerinin bir parmak işaretiyle son buldu? Hem de bir hiç uğruna. Birilerinin egoları, birilerinin hırsları yüzünden bu kavga. Bu çekişme, bu hırs bizi can evimizden vuruyor!

“İçişleri bakanı acilen istifa etmelidir.”

Çok büyük bir güvenlik zafiyetinin olduğu gözlerden kaçmıyor.

Ama nedense hala güvenlik zafiyetinin olmadığı ısrarla tekrarlanıyor.

Güvenlik zafiyeti yoksa Türkiye’de başkentin tam da ortasında üç ayda yapılan canlı bomba eylemleri, ölen onlarca masum sivil ve kopan uzuvları yüzünden yüzlerce sakat kalmış insan niçin var?

Güvenliğin zafiyete uğramadığı yerlerde böyle üzücü olaylar yaşanmaz.

MİT’in görevi nedir? Siz hiç bir MİT görevlisinin her hangi bir olayda çıkıp açıklama yaptığını duydunuz mu?

O halde MİT’in istihbarat alma zafiyetinin olduğu gözlerden kaçmıyor mu?

İçişleri bakanı Efkan Ala “Terör dünyada yüzde yüz engellenebilir durumda değil… Ama biz yüzde yüz engellemeye çalışıyoruz.”

Diyor.

Peki nasıl engelleyeceksiniz yüzde bilmem kaç terörü? Terörü engellemek için ne gibi adımlar attınız? Hangi çalışmaları yaptınız tv kanallarında kınama demeçleri harici ne yaptınız?

Be söyleyeyim sizin aldığınız önlemleri.

Televizyon ekranlarında halkın haber alma özgürlüğüne yayın yasağı getirmek.

Sosyal medya ağı olan Facebook ve Twitter erişim ağlarını yavaşlatıp erişime kapalı hale getirmek. Sonra da çıkıp her hangi bir güvenlik zafiyeti yoktur. Bütün arkadaşlar görevlerini başarıyla yerine getiriyor diyor kenara çekiliyorsunuz!

Bu mudur terörle %100 mücadele. Bu mudur haber alma ve basın yayın özgürlüğü?

Duyarsız televizyon kanallarının patronları.

Tv kanallarına yayın yasağı gelmiş olabilir. Bir günlüğünde de olsa o kadar masum vatandaşımız teröre kurban gitmişken yasağı delip ekranlarını karartsa idiler ne olurdu sahiden?

Ankara’nın dumanı Türkiye’yi sarmışken, ateşi de içimizi yakmışken ulusal kanalların pembe diziler oynatmasından duyduğum hicap da cabası.

En utanç vericisi ise yarın aynı elim olayın benim de başıma gelebilirini düşünemeyen bazı duyarsız ve kendi insanından nefretle söz eden, ölümlerden zevk alan hatta zevkten tavan yapan bir akıl tutulması yaşayan vatandaşlarımızın kendi resmi sayfasından attıkları twitler acı tabloyu ortaya seriyor.

”Ölenlerin çoğu Cehape’li, diğer yarısı paralel o halde sorun yok!’ diyebiliyorlar.

Farklı siyasal görüşler de olmamız insan olmamıza engel değil oysa!

Yani Cehape’li veya paralelci iseniz vay halinize.

Sahi ne ara insanlığımızı kaybettik.?

Ne ara vicdanımızı kaybettik?

Ne ara insan olduğumuzun farkına varacağız?

Bu topraklarda yaşayan vatandaşlar olarak toplumsal olaylarda duyarlı olmalıyız.

Feridun İmrek arkadaşımızın çok güzel bir toplumsal barış projesi dalga dalga yayılıyor.

“Barış için mavide buluşalım projesi ” benimsendi. Destek gördü.

1 Nisan’da mavi bayrak mavi kurdela. Mavide buluşuyoruz. Barış için. Özgür Türkiye için. Kardeşlik için.

Hiç bir zaman umudumu yitirmedim.

Daha aydınlık bir Türkiye için el ele…

“Yurtta barış,dünya da barış!” Mustafa Kemal Atatürk 

Nurhayat Şen.