evden eve nakliyatistanbul evden eve nakliyat
sarıyer eşya depolama
Özgür Mumcu kitabı ‘Barış Makinesi’ni anlattı: Ütopyayla…
9 okunma

Özgür Mumcu kitabı ‘Barış Makinesi’ni anlattı: Ütopyayla…

ABONE OL
9 Haziran 2016 09:22
Özgür Mumcu kitabı ‘Barış Makinesi’ni anlattı: Ütopyayla…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

– Kitap, barışı geçmişle bugün arasında mı arıyor?

Hikâye Birinci Dünya Savaşı’nın biraz evvelinde geçiyor. Yani savaşın yavaş yavaş geldiğini insanların anladığı bir dönem. Bu sebeple, barıştan bahsetmek uygun geldi. “Savaşa mı gidiyoruz”, “barış nasıl olur” diye tartışılan bir dönem olduğundan, günümüzle bir benzerlik kurmak mümkün. Genel olarak sistemden rahatsızlık var, yanı sıra sistem dışı akımlar güç kazanmaya başlıyor. Benzer bir huzursuzluk ve karmaşa dönemi aslında. Bu yönleriyle bugüne benzeyen tarafları olsa da özel olarak bugünü anlatmak için o dönemi sembolleştirmedim.

– Kitap tekerlemeler, mitler, dini öğeler ve dogmalara ilişkin bilgiler barındırıyor..

Hem ön hazırlık yaptım hem de hikâyeye hızlılık verebilecek bazı kavramları araştırdım. Anlatılan zamanın atmosferini verebilmek için o dönemde çıkan yayınları okuyup, dönemin tartışmalarını inceleyip, hikâyeye yerleştirmeye çalıştım. Tekerlemeler, masallar var işin içinde, ama bazı tarihi bilgiler de var. Bunları kurgumla harmanlamaya çalıştım.

– Barış ve savaş gibi dert edinip çözümleyemediklerimizi edebiyatla mı çözüyoruz, bu bağlamda ‘edebiyat neyin makinesi’?

Edebiyatın, genel olarak sanatın, insanı soylulaştıran ve incelten bir yanı olduğunu düşünüyorum. Var olan duygu ve düşünceleri incelterek kristalleştirmeye yarıyor bana göre. Neticede derdimiz; “biz kimiz”, “niye bu dünyadayız”, “insan soyu olarak ne yapacağız” gibi şeyler. Belki de bunlar, cevabını asla bulamayacağımız sorular. Ancak bunların üzerine düşünerek ve yazarak daha iyi insanlar olacağımızı düşünüyorum. Edebiyat, bir şeyin makinesiyse, bunun makinesidir.

 

‘Tuhaf koşullardayız’ 

– Bugünlerde ‘barış’ adlı her şey baskı altında. “Barış” adıyla bir kitap çıkarmak baskı altında hissetmenize sebep oldu mu?

Barış kadar güzel bir kavramı kimseye bırakmaya niyetimiz yok. Kötü, sakınılması gereken bir kavrammış gibi değerlendirirsek zaten geçmiş olsun. Şu anda barış, sadece Kürt meselesiyle ilintili bir şey olarak algılanmaya başlandı. Oysa neticede, çok şeyi kapsayan geniş bir kavram. Kitap çıktıktan sonra bu tip yorumlar duymaya başladım. Bu da toplumca çok iyi bir dönemden geçmediğimizi gösteriyor. Başka bir dilde ve ülkede bu adla bir kitap yazılsa kimsenin aklına bu soru gelmez örneğin. Bu, bizim koşullarımızın şu anki tuhaflığından kaynaklanıyor.

– Kitabın barışa katkısı ne?

Bu öğretici bir kitap değil. Kitabı barış fikri ve insanlığın hali üzerine düşünmek için bir vasıta olarak kullanmak istedim. Barış nedir, ona nasıl varılır, kısa yoldan varılabilir mi, yoksa toplumun evrimiyle mi varılmalıdır gibi, hepimizin kafasındaki kavramları tartışmak için bir vesile olarak gördüm.

– Sahiden bir ‘Barış Makinesi’ icat etmek mümkün mü?

O konuda net bir karar veremediğim için, hikâyedeki karakterler de o konuda bölünmüş durumdalar. Bir kısmı ‘Yapalım’ derken, bir kısmı ‘Yaparsak irademiz kısıtlanmış olur’ diyor. Bir yandan da belki makine sayesinde bütün toplu katliamları engelleyebilirsiniz, bir sürü insan hayatta kalabilir. Bu, biraz da toplum mühendisliğine ihtiyaç var mı yoksa toplum kendi kendine mi evrilmeli tartışması aslında.

 

Tedirgin bir umut

– Barış makine olsa ona ihtiyacı olan ilk coğrafya hangisi olurdu?

İki bölge var aslında; Sahara Altı Afrika ile Ortadoğu. En çok ihtiyacı olan iki bölge ama bu sadece bir pansuman olurdu. Asıl böyle bir makineye ihtiyacı olan, dünyadaki savaşlara yön veren gelişmiş Batı ülkeleri. Batı coğrafyasında barış makinesi çalışsaydı, iş kökünden çözülebilirdi.

– Öyleyse kitap, okura kaygı mı veriyor? Ya da bir makine düşlenmesine yol açarak, umut mu?

İnsanlık, bana hem umut veriyor hem de beni tedirgin ediyor. Bu nedenle, ikisini beraber vermeye çalıştım. Ütopya da değil, distopya da değil bu kitap. Yaşadığımız yer de öyle bir yer galiba, ütopyayla distopya arasında bir yerdeyiz. Kitap Türkiye’ye benziyor, daha çok arafta. Sonunu da kolaycılıktan belirsiz bırakmadım, hakikaten o tedirgin umudu vermekti amacım.

 

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi – Özgür Mumcu kitabı ‘Barış Makinesi’ni anlattı: Ütopyayla…

Sarıyer Gözlem

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP