Evrensel’den Cem Gurbetoğlu’nun haberine göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı toplantıda Türkiye’den Suriye’ye silah sevkıyatının devam ettiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Suriye politikasını tepeden tırnağa değiştirmemiz lazım” sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Biz buna itiraz ediyor muyuz? Hayır. Ama siz eski alışkanlıklarınızı sürdürüyorsanız samimiyet sorununuz var demektir. İnsani yardımı Kızılay’a verirsin götürür. Hatta açarsınız herkesin önünde, bakın insani yardım diye gösterirsiniz” dedi.
CHP lideri, 17-25 Aralık yolsuzluk skandalının üzerinin 15 Temmuz darbesini gerekçe göstererek kapatılmasını eleştirerek, “17-25 Aralık olayı, bütün belgeleriyle, dökümanlarıyla, ses kayıtlarıyla, görüntüleriyle bir devletin nasıl soyulduğunu gösteren bir gerçek. Bunu darbeyle bir arada tutmak doğru değil” dedi. Baykal’a kaset komplosuna ilişkin sorulara da yanıt veren Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kasetleri izlerken çekilmiş görüntülerini izlediğini yineledi. Görüntülerde Erdoğan’ın yanındaki bir kişinin “Bir iki gün daha beklersek daha net görüntüler elde edeceğiz” dediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Bu ne demektir. ‘Sizin bilginiz dahilinde bunları yapıyoruz’ demektir. Benim gördüğüm kaseti gün gelecek siz de göreceksiniz” diye konuştu.
POLİTİKA DEĞİŞECEKSE SİLAHLAR NİYE GİDİYOR?
Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı. İç ve dış politikaya ilişkin pek çok soruya yanıt veren Kılıçdaroğlu’nun özellikle Suriye konusunda söyledikleri dikkat çekti. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un açıklamalarına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bunu biz söylediğimizde, bizi Esad’çı ilan ediyorlardı
. Biz Esad’lı veya Esad’sız Suriye’de barışın sağlanması gerektiğini söylüyoruz. Esad mı olmuş, başkası mı olmuş, o Suriye halkının vereceği karardır. Ama üzülerek ifade edeyim, silah gönderme olayı sürüyor. Çok sıkıntılı ve tehlikelir bir olay. Bundan hükümetin kesinlikle vazgeçmesi gerekiyor. Komşuda çıkmış yangın, biz oraya benzin bidonuyla gidiyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu, Kurtulmuş’un “Suriye politikasını tepeden tırnağa değiştirmemiz lazım” sözlerine ilişkin “Biz buna itiraz ediyor muyuz? Hayır. Ama siz eski alışkanlıklarınızı sürdürüyorsanız samimiyet sorununuz var demektir” diye konuştu.
‘ÇOK AĞIR BİR YENİLGİ’
Suriye sınırında yaşanan son patlamaya dikkat çeken Kılıçdaroğlu, açıkça ifade etmese de patlamada MİT mensuplarının öldüğü iddiasını hatırlattı. Daha önce insani yardım olduğu iddia edilen TIR’ların bombalandığını, ardından yapılan açıklamalarda “Üç şehidimiz var” denildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Üç şehidimiz kim? Herhalde kamu görevlisidir. İnsani yardımı niye kamu görevlileri götürsün. İnsani yardımı Kızılay’a verirsin, götürür. Hatta açarsınız herkesin önünde, bakın insani yardım diye gösterirsiniz” diye konşutu.
Kılıçdaroğlu, “Ortada kırmızı çizgi falan kalmadı. İflas eden bir dış politikayı yeniden düzeltmeye çalışıyoruz. Türkiye cumhuriyet tarihinde ilk kez dış politikada çok ağır bir yenilgiye uğramıştır. Ortadoğu’nun terörünü kendi ülkesine ithal eden bir pozisyonla karşı karşıyayız. Bunun faturasını vatandaş ödemiştir, binlerce kişi ödemiştir”
‘YOLSUZLUK GERÇEK’
Kılıçdaroğlu, hükümet ve Erdoğan’ın Gülen cemaati konusunda 17-25 Aralık operasyonunu milat göstermesini de eleştirdi. “17-25 Aralık olayı, bütün belgeleriyle, dökümanlarıyla, ses kayıtlarıyla, görüntüleriyle bir devletin nasıl soyulduğunu gösteren bir gerçek. Bunu darbeyle bir arada tutmak doğru değil” diyen Kılıçdaroğlu, operasyonu gerçekleştirenlerin hükümeti devirmek istemesinin bu gerçeği değiştirmeyeceğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Eğer haklıysanız bütün yargılama mekanizmalarının önünü açarsınız. Ama tıkamak için özel çaba harcıyorsanız bu suçu işlemişsiniz demektir” diye konuştu.
‘KASET KOMPLOSU ERDOĞAN’IN BİLGİSİ DAHİLİNDEYDİ’
Partisinin eski genel başkanı Baykal’a kurulan kaset komplosuna ilişkin soruları yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu, komplonun iktidarın bilgisi dahilinde gerçekleştiği iddiasını yineledi. Erdoğan’ın sözkonusu kasedi izlerken çekilmiş görüntüler olduğunu, kendisi de dahil binlerce kişinin bu görüntüleri izlediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, görüntülerde Erdoğan’ın yanındaki bir kişinin “Bir iki gün daha beklersek daha net görüntüler elde edeceğiz” dediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Bu ne demektir. ‘Sizin bilginiz dahilinde bunları yapıyoruz’ demektir. Benim gördüğüm kaseti gün gelecek siz de göreceksiniz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın o dönem “Olayın araştırılması için talimat verdim” iddiasının da gerçek olmadığı, üst düzey bir MİT görevlisinin bizzat kendisine böyle bir talimat olmadığını söylediği iddiasını dile getirdi.
TOPLANTIDAN SATIR BAŞLARI
Kılıçdaroğlu, darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar, OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ilgili özetle şunları söyledi:
Hem KHK, hem uygulamaları yakından takip ediyoruz. Taşıdığımız endişeleri iktidar kanadına kamuoyu önünde aktarıyoruz. Ne kadar dikkate alınıyor önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığıyla ilgili anayasa değişikliği önerisi benden gelmişti. O noktada çalışma yapılıyor. Belli bir noktaya ulaşıldı. Belli bir olgunluğa ulaşırsa anayasa komisyonu toplanacak, o olgunluk içinde gerçekleşecek. Tahminimce parlamentodan oy birliğiyle çıkar.
Devletin yeniden inşasını ve kurumların yeniden yapılandırılmasını öngören düzenlemelerin OHAL uygulamasıyla yapılmasını doğru bulmuyoruz. Darbe girişimini fırsat bilip parlamentoyu devre dışı bırakmak anlamına geliyor.
Devleti yeniden inşa edeceksiniz parlamentoya getirirsiniz, düzenleme yapılır. Milletin iradesiyle seçilmiş milletvekilleri var. Devleti yeniden inşa edeceksiniz bu devlet herkesin devleti. Bir partinin devleti değil. Ama OHAL’de düzenlemeleri yapan bir tane parti.
(Erdoğan’ın “Yenikapı’dan sonra ben de eski gibi davranamam sözleriyle ilgili) Umarım devam ettirir. Ne kadar samimi sizler de göreceksiniz, biz de görevceğiz. Bunu derken keşke AKP’nin kuruluş yıldönümüne bağlanmasaydı. Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığını koruması lazım. Ama mesaj bile tarafsızlığını korumadığını gösteriyor. Her partiye mesaj gönderebilir. Ama şimdiye kadar gönderdiğini bilmiyorum. Tarafsızlığını koruduğu sürece bizim bir eleştirimiz yoktur.
(Avrupa ve ABD’den gelen eleştire ilişkin) Geçmişte hükümetin yaptığı uygulamalardan kaynaklanan şüpheleri var. hükümet de bunu farkettiği için daha farklı bir anlayışla ülkeyi yöneteceklerini söylüyorlar. Bunlar, içeriden çok dışarıya yönelik mesajlar.
(KHK’leri CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne taşıyıp taşımayacağı sorusu üzerine) Bunu düzeltileceklerini, OHAL süresi içerisinde çözeceklerini söylediler. Çözmezlerse AYM’ye götüreceğiz. 60 gün süremiz var zaten. Yaratılan atmosferi bozmak istemiyoruz. Hükümet ‘buna ihtiyacımız var’ diyor. Süratli bir şekilde düzenleceklerini söylediler.
BATAKLIK BİLMECESİ
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunu konusunda detaylı yanıtlar vermekten kaçınması dikkat çekti. Hükümete yakın çevrelerin son günlerde peşpeşe yaşanan patlamalara ilişkin “FETÖ-PKK işbirliği” iddiasını “kolaycılık” olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, “Sayın başbakan hangi verilerden yola çıkarak bu sonuca vardı bilmiyorum. Ama ben kolaycı yorumlardan devleti yönetenlerin kaçınması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
PKK’nin pek çok ülkede bürosu olan, uluslararası alanda destek bulan bir yapı olduğunun dikkate alınması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar bataklığı kurutmak yerine sivrisineklerle uğraştık. Bu eleştiri sadece AKP dönemini kapsamıyor. İlk terör eylemleri olduğunda dönemin Başbakanı Özal, ‘iki baldırı çıplak’ demişti. Bataklığı kurutma konusunda olayın bütün yönlerini ele alıp değerlendiren ve sonuç getirici kararlar alınmalı” dedi. “Bataklığı kurutmak” tanımını açması istenen Kılıçdaroğlu, “Terör eylemlerinin ekonomik, sosyolojik, psikolojik, etnik yanı var, güvenlik yönü var. Bütün bunların bir arada ele alınıp değerlendirmesi lazım” demekle yetindi.
Kılıçdaroğlu, politikacıların cenaze törenlerinde teröre lanet okunduğunu, “kanları yerde kalmayacak diye “tumturaklı laflar ettiklerini” ama sonra bir şey yapmadıklarını belirterek, “Şu kadar terörist öldürdük, başarılıyız gibi bir algı yerleştiriyoruz halkın belleğine. Burada izlenen politikaların yeniden ele alınması lazım” dedi.
‘HDP DIŞLANMAMALI’
Kılıçdaroğlu, HDP’ye ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi: “HDP 6 milyon vatandaştan oy alan bir parti. Meclis’e gelen meşru bir organ. HDP’nin de terör eylemlerinin sonlandırılması konusunda üzerine düşen görevler var. HDP’nin de gayet açık, gayet net PKK terör örgütünü kınaması, bu konuda çok net tavır takınması hepimizin ortak dileği. Bunu istiyoruz. Bunu yapabilirsek aslında çok önemli bir adımı parlamentoda gerçekleştirmiş oluruz. Ama bunu yaparken diğer siyasal partilerin HDP’yi dışlamaması lazım. Eğer dışlarsanız onu meşru alanın dışına çıkarmış olursunuz. Bu da doğru değil. Bu sorunu nerede çözeceğiz. Parlamentoda çözeceğiz. Kararları birlikte vereceğiz. Bu konuda bütün siyasi partilere görev düşüyor.”
BİZE ‘NİYE GAZETECİLERİ HAPSE ATIYORSUNUZ’ DİYE SORUYORLAR
Kılıçdaroğlu’nun darbe girişiminin ardından sıkça dile getirdiği basın özgürlüğü vurgusuna rağmen gazetecilerin tutuklanması, Özgür Gündem’in de aralarında bulunduğu basın kuruluşlarının kapatılması konusu da CHP liderine soruldu. Bu konuda siyasi iktidarın ilkeli davranması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Televizyonların, gazetelerin kapatılmasına sıcak bakmıyoruz.
Gazetecilerin hapse atılmasına da sıcak bakmıyoruz. Toplum olarak bir darbe girişimini püskürttük. Gazetecileri yine suçlu gibi görmemek gerek. Batıya darbe girişimi oldu diyoruz, ikna edemiyoruz. Bize “gazetecileri niye hapse atıyorsunuz” diye soruyorlar. Onları ana aktör gibi hapse tıkmanın doğru olmadığına inanıyoruz” dedi.
‘SUİKAST GİRİŞİMİNE KARŞI UYARILDIK’
Darbe girişiminin ardından “FETÖ’nün siyasi suikastlar yapabileceği” iddia edilmişti. Bu konuda kendisine bir uyarı gelip gelmediği sorulan Kılıçdaroğlu, “15 Temmuz’un devam eden akşamında bize dikkatli olmamız gerektiği söylendi. Bizim alacağımız önlem ne olacak? Önlemi İçişleri Bakanlığı alacak. Müsteşar aradı, önlemleri arttıracaklarını söyledi. Siyasetçi olarak bizim yapacağımız çok fazla bir şey yok” yanıtını verdi.