Uzun bir giriş yapmayacağım, malum herkes her yerde uzun uzun konuşuyor ve sizlerde dinliyorsunuz zaten, ben direk konuya dalıp, madde madde Yenikapı’nın bize ne anlattığına bakacağım.
Şöyle ki;
1- Yenikapı mitingi ile birlikte ülkede tek adamlık sistemi vitrine çıkarılmış ve onanmıştır. Yenikapı meydanında “Tek Adam’lık” hayali kurup, bugünlere öyle gelen ve adımlarını ona göre atan Erdoğan alenen öne çıkarıldı. Müziği ile, söylemi ile,, anonsu ile, herşey ona ve onun tek adamlık hayaline hizmet etti. Birlik için toplanan muhalefette bu ince süzgeçten geçirilip eritildi potada. Öyle ki asılan pankartlar ile Erdoğan Atatürk ile eşitlendi, hatta çoğu yerde öne çıkarıldı. Sloganlarını ise revize etmeleri hasıl oldu! “Tek Vatan – Tek Devlet – Tek Bayrak – Tek Millet – Tek Adam”
2- Mitinge katılanların temel isteği ve bakış açısı çok ürkütücüydü. Atılan sloganların ve dile getirilen taleplerin neredeyse tamımında bir linç kültürü, nefret söylemi, milliyetçilik vurgusu ve sunni islam talebi alanın tek hakimiydi. İdam talebi ise karanlık bir kuyuya dalmak gibi çılgın bir arzu ile doluydu.
3- Yenikapı beraberinde bir red edişi, merkezden koparılışı, bütünden uzaklaştırmayı ve ülkenin önemli bir nüfusunu dışlamayı da beraberinde ortaya koydu. Ülkede yaşayan Kürtlere başınızın çaresine bakın, siz bizden değilsiniz dendi ki, esas gelecekte ülkenin yaşayacağı en önemli sorun da bu olacak ve ülkenin üstüne oynamak isteyen tüm güçlere fırsat ve malzeme verecektir.
4- Tek bayrak sloganı kafalara yazılırken. Aralara serpiştirilmiş başkaca bayraklarla gelecek adına ince ince mesajlar verildi, temel hedef arada gezinen bazı kişilerin kıyafetlerinde gizlendi.
5- Milli birlik ve temel değer Atatürk şartı ile mitinge katılan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP heyetinin istekleri ise “eh işte” ile geçiştirilmek üzere sembolik düzeyde bırakıldı. Atatürk vardı, ama öne çıkarılan başkomutan Erdoğan’dı.
6- Demokrasi mitingiydi ama vurguda tek olma, güçlü olma, çok olanın sözünün geçeceği bir tavır alanda geziyordu. Herkes için demokrasiden çok, çok olanın vereceği demokrasi anlayışı hakimdi alanda. Yenikapı’da tarih yazılıyor ama herkes için değil. Sizi dinliyoruz ama önemsemiyoruz durumu hakimdi.
7- Alandan yükselen ağır söylemlerle dünyaya kafa tutuluyordu. AB tersleniyor, ABD’ye mesajlar veriliyor, dış politikada yeni ve çetrefilli bir geleceğin yaşanacağının sinyali veriliyordu. Bir araya gelen ülke yönetimi, muhalefeti ve kalabalık ile de dışarıya karşı imaj onarılıyordu.
8- En önemlilerden biri demokrasi sadece sandıktan çıkan sonuç olarak tarif edildi, sandıktan çıkan sonuçta bile sadece birinci çıkanın hakkı korundu diğerleri ise kenarda süs olarak tutuldu.
9- Birlik, beraberlik vurgusu yapılırken ilerisi için bu birlik ve beraberliğin nasıl sağlanacağına dair en ufak bir yol haritası yoktu. Ülkede bekleyen yığınla sorunlardan bir tanesi bile dillendirilip, çözüm sunulmadı.
10- Yenikapı’da çizilen Yeni Türkiye’de işsizliğin, geçim sıkıntısının, eğitim sorunlarının, barınma problemlerinin, kapitalist sömürünün, sendikal sorunların, Alevilerin ibadethane sorununun, Kürtlerin temel hak taleplerinin, azınlıkların, transların, sığınmacıların, hukuğun üstünlüğünün ise esamesi bile okunmadı. Kısacası çoğulculuk değil, çoğunluğun dediği olur ile çıkılan yolda değişen sadece makyajdı.
Tabi bu mitinge katılma erdemi ve cesareti gösteren Kemal Kılıçdaroğlu’na bir teşekkür etmeden geçmemek lazım, ki cılızda olsa alana laikliği hatırlattı, parlementer sistemin faydalarını hatırlattı, hukuğun üstünlüğünü hatırlattı, siyasetin nerelerde yapılmaması gerektiğini hatırlattı, orada bulunanların cumhuriyetin varlığı ile bulundukları yerde olduklarını hatırlattı, kadına verilmesi gereken değeri hatırlattı, barışı hatırlattı, alanda olmayan diğer siyasi tercihleri hatırlattı ve alana ülkenin kurucu gücü Atatürk’ü hatırlattı.
İsmail AYDIN